tuba bozkurt
altı köşe kör somun
burnunun üzerinde, göz çukurunun içinde
tek seğirme bana sokulup benden uzaklaşıyor
kabukları da kemikleri de
bu benim denizim, parlıyor, kayıyor, titriyor
onun bluzu benim pantolonum ve öncüler
dudakların da, ki o arzu peşimde olmasa
ne yaradılıştan gelen çürümeden ne yaradan haber olurdu
sefilliğimle bekliyorum nerden başlayalım çölü bağışlamaya.
yaralılar ses etmediğinden
ben de en az bir perdeye, uykum dönsün diye inandım.
üzüntüme alınıyorum
gövdemi gezdiriyorum, örtünmesi gerekiyor
sonunda toprağı tanımış mı
kurutulmuş ve elimden gelmeyenle nasılsın
uzakta birine bir soru.
vitraylardaki koyu renkli eşyadan yalnızca yetiştiğimi alarak
burada kentler kurabilirim
şu surat neden tutkuyu tanımasın
kendimi sevmeye başladığım kara parçasında
biriyle yalnız kaldım birini seviyorum.
ağzımla burnum arasında adı olmayan deri parçasına,
terini buraya dahil edebilir miyim.
kaza öncesi huzura
yağmurda binalara basa basa yürü
her hayvan yaşadığı ormanı tanır
içlerinden biri şaşıydı, kuşları tanır.
beşbin yaşamla demir yolu somutlaşır
niye bir pazar zerkalo filmini izleyip
41:08 saniyesinde ‘bak bu müzik bana vuruyor’ diyemiyorum.
asla! tut ki: günü gününe yaşadın
zorunda kaldın
it uzaktan havlıyor
geriye on kala geliveren önemli değil mi’ler
‘ne yaptıysam sevdiğimden’ katilleri
harlığa bu yüzden yaklaşılamıyor.
yeter ki aşılmamış olsun
sessizlikten bir musluk açtım
dışarılarıma geçişini duydum
oturanlar bizi terk etmiş
asma köprüler koparılmış
mağarana dön ve sonra güneşi isteme
bize denmiş bu.
yalandan ağrıyor deyip okunan baş
sırf aşın yetmediğini
salona eklenen balkon gerçekliğini biliyor
bak omurgan kırılır patron seni aramaz.
röntgen çektirdiğinden beri
taş kağıt makas diyoruz sonund
ulan hep taş.
yüzümde izi geçmeyecek kadar derin
bir çalılığı tekmeleyip bin kez, ilk kez
törene imrenerek ölmek istedim.
neden sonra bittiğinde şarkı
içimde geçemediğim karanlık ve serin açıklıktan
karanlığı seçerek
o kadar sık yanılıyorum ki
kalbimdeki rehavet çamurdan
birisi ona parmaklarını sokmuş yoğuruyor
şekil bu.