eren erginli

biyopolitika

insana hükmetmekte kesinsen
bir saltanat kuracaksan eğer
canlar almak yuvalar yıkmak
sokaklarını mühürlemek insanın
gırtlağına yapışmaksa işin
virüs olacaksın
öyle belirgin bir görüntün olmasın
görünür olman bile lüzumlu değil
ağzıkapanmazlar arasında dolaşacak
durmadan yoluna devam edeceksin
lazım değil sana öyle afili bir karargâh
sen vücutlar kat edeceksin

görevden almalar istifalar
atamalar hep elinden geçecek
yalanlar söyleteceksin
haberlerde hep sen olacaksın
adını başkası koymuş sana ne
tonla küfür yemişsin sana ne
sen işine bakacaksın
tüm birimleri devreye sokacaksın
trafiğe şekil vereceksin
geniş yollara sirenler
garip sınırlara yığınlar
şehrin ötesine dikine akça taşlar
Arapça konuşanlara telefon açmaya bahane
Türkçe konuşanlara kavga etmeye bahane
savaşmalara biraz daha sebep
barışmalara biraz daha sebep
ihalelere biraz daha imza
atölyelere biraz daha arabesk
fabrikalara biraz daha telaş
meydanlara biraz daha yankı
selamlara biraz daha tereddüt
dükkanlara biraz daha kepenk
evlere biraz daha servis
getirgötüre mazeret
motorlara akaryakıt
zombilere bahşiş
ekonomiye tağşiş
teoriye nanik
praksise panik…
işini ciddiyetle yapacaksın
tıpkı sultanlar için söylendiği:
“bu iş için doğmuş” gibi

insana hükmetmede kesinsen eğer
insanın insana yâr olmayacağı bilgisi
tüm vücutları dolaşacak
gözler uzun uzun açılacak
gözler uzun uzun kapanacak
kulaklar yankına alışacak
burun buruna kaygı
ten bir başka bellek olacak

şeklinle değil tarzınla dikkat çekeceksin
yüzlerde iz bırakacaksın
mevsimler peşinden yürüyecek
yerküreyi ülkeyi
tabiatı ve insanı
aklı ve benliği
hayatı ve ölümü
yeniden şekillendireceksin