zeynep yıldırım
caddenin ve halkın sesi
Hâkim rüzgâr No, seçim rüzgârları esiyor:
Haber bültenlerinde emeklilerin duyulmayan sesleri
Bayram ikramiyeleri yükselsin diye
Ne olursa olsun emekliler daima politik
Her gelen zamla yoksullaşan işçiler
Kurye sepetinde Humus, Falafel, Lebeniye kokusu
Ansızın -Bohçacı geldi hanııımmm diye bağırıyor
Bohçalarını açan güzel roman kadınlar
Korna sesleri, caddede curcuna, yanı başımızda ölüm
Sarsılmış yüzümü arıyorum kaldırımlarda
Turuncu meyveleriyle manav tezgâhı mutlu
Bilenmiş usturalar, müşterisini tıraşa bekliyor
Bir caddeden geçerken yazıyorum bu şiiri
Kırık bir divanın gıcırdama sesini duyar gibiyim
Çok canım sıkıldı, çiçeklere kül döktüm
Yere çakılıyorum
İşçilerin sırtında yırtık palto;
Ceplerinde son para; en az üç vesait, iett yolculuğu
Kurumamış ter, birikmiş fatura
Çocuklarına götürdüğü çikolatalar…
Git gide büyüyor içlerinde bir ur
Nasıl bilirdik? Sorusunun şiddetini
Kavganın tam ortasında kalana sormak, belki
Sokaklar bilge, caddeler keşif, Allah Kerim