betül aydın

elması nefis

.

elması nefis bir manava hiçbir şey söylemez olur muyum?
ölürüm.
nihayetinde en kaba tabirle,
ben bu işlerin adasıyım.
elması nefis bir kuyumun müşterisi olmadığı mı gayet iyi biliyorum.
kelimeleri yurtmadan kelimelere hat çekmeden çat
kuramıyorum cümle yutar tüyerim en fazla.

..

büyük kasabadan küçük şehre giden trende,
pencereden canlı yayın yapılıyor
ve kimseyi tanımıyorum,
üst geçitteki arabalar doğru yöne mi gidiyor
kim bile
bilinmeyen bir şehirde bir yabancı,
gece boyunca araba radyolarından
ve unutulmuş kasetlerden ışıklar
ne bip sesleri
ne aşağı indirilmiş pencerelerde hakaretler edili
tozdan ve eski şarkılardan bir şey edimli
sarı renkli verandaların da
onların pornografik yemek vitrinlerinin yarınlarının da..
de kaç kişi, kişi kaç kişi. L’ö kaç?
bunu haklı çıkarmak için bir parti icat etmeniz gerekmesin.
Mutlu insanlar, kahretsin, insanlar ne kadar da mutlu, kahre iki.

sizi büyük şehirden
küçük şehre götüren otobüste değilim kahretsin
pencere, huzursuz sivrisinekler ve ne boka tasmalı köpekler
dolu çılgın bir televiz
benden çalçene size vız gelip çiz..

dünkü fotoğrafları sıraya koymak için
yabancı olmam yeterli değil,
çünkü bir süre sonra anılar tükürükle temas ederek buharlaşıyor
ve geriye sadece bir elektrük kabarcığı kalıyor.