f. rüzgâr

eyes / ayna

XXVI

doğurgan fosfor.anal organına yıldızların james– frontal ve uç.

teni mercek geçirgeni bir çekirge an- dik âlâ.

 

XXVII

göğsüturunç

 

XXVIII

turkuaza durdu glass bazilika- z13.geni

 

XXIX

usunu ısırganlara vurdu james. ülgen aşkına. dünya kantırak bir opera. ülgen aşkına. köknar ve nane mega haydutları. gen aşkına-

 

XXX

bazı saybır ağzıyla larvalar- gül likörü ve polen gülü

 

XXXI

ilahesi süpernova.

 

XXXII

sürrealist gövdesiyle james. bir tatar’ı çıldırtabilir. tahtakurularının tanrıçası kozmopolit değil.

 

XXXIII

şeylerin mikroskop altında datif. optik sürücü tipi-

 

XXXIV

tizz.

 

XXXV

eyy kraliçe heykeltıraş transparan bozuğu. göz attığın her yer mare tranquillitatis-

 

XXXVI

sülün ömründe bu çello / konçerto buluntu.

 

XXXVII

L2 omurilik kritiği gergef. akışkan şapelinde james’in. bir portal miyavlıyor. denizaşırı tazı yolculuğu iyi yetişkin. isa beyi tasarlamakta. banyo edilmiş negatifler tanrısı. kızılötesi kayıp-

 

XXXVIII

su \ nar çatlağı bir sırça sunağ- a göğsünde gökada kayık /

 

 

XXXIX

kuluçkauçukur

 

XL

yalınkat karanlık basınç. ile madde ve enerji statik. seyrelti evresinde evren. her orgazmotomatik ağğ-

 

XLI

ve webb.

 

XLII

bir ejder yutumu ay safrası haa- bu sarısı yaban şey.

 

XLIII

orada. iri istiridye kabuğunda kantolar peygamberi. lejyoner ve byzantium heykelleri. ardı sıra. aetoslulara benziyordu/ 

 

çarkında mabeyinci şarkılar. ağzında big bang bir türkçe– 

 

XLIV

.

.lîn

.tanbulîn

.i s t a n b u l i s t a n b u l i i n                 

                                                                                          

XLV

her kütlesi çekingen şey. ve webb.

 

XLVI

sonra bronz, burgu sarkacıyla bir kuyruklu ulu. -ona çinkodamlar uzantısı antares diyorum- ayıkladı dünyadan ay’ı. kaldı dün.

 

XLVII

çün bir geyiktir olay ufku.

 

XLVIII

orada. şeftali ve orangutanlar nebulası. dişil kasık spamzlarını bükümlüyor gen.e– arp ve saban. pil ve polis. mum ve kene. ve

 

XLIX

işte küçürek sapkınlığıyla dimorphosumuz. işte neptünümüz uyluğuyla buyurgan. işte yaradılış sütunları moğol-seks. işte rakkas ispanyol sevgilim. işte foton ayrılıkların kızıl çağı… seyleşiyorlar belleğin azmiyle. 

the entanglement and the epope/ 

 

ve işte haykırıyor kozmik koro bir ağızdan hep–

 

L

JAMES WEBB