osman gönül
geçerken uğradım
bir ölünmüş, bir olunmuş
bizim kağan gökçe bir yamaçla beraber doğmuş
çelimsiz bacaklar ve cırtlak gövdeler arasına
domuz diyemeyen bebeler ile beraber.
sonra tahminim beş altı yaşlarında
yıkılmış bir çamur-çukurun içine öylece
ondan zifiri çirkin bir hâlle
doldurmuş esmer bir boşluğu.
ilk izlenim, ilk sanrı
mavilikler altında kurulan
gerisi tamamlanmamış bir çizim halinde
o ilk günahın ipuçları.
-hoş geldin cerencim bu arada
geç otur şöyle-
neyse işte bizim kağan
binerken dolmuşa önce üstünü alır mesela
bir yere girerken selamı
ta o zamanlar bir isyanın rehberi
uzunca listelerin doğum tarihi.
önce eskiyen şeyler
sonra bir ara bürüngen gözlerin kimliği
şimdi şehre geldiğinde
kurulan bir tiyatro sahnesi
tanrı olmak ne demek daha çok bilmiş
gıramları düşürülmüş paketlerce üzülmüş biraz da.
ve hisarüstü tüm askerleriyle
en sevdiğin şair kimdi
bir dizi güvenlik sorusu bunlar kağan
hani şifreni falan unutursan diye.
dıkşın dıkşın üç kedi
dıkşın şimdi dört
her güzel kadın
bilenmiş bir ilençtir nasıl olsa
nasıl olsa her gülen biraz asyalı
sen gönül rahatlığıyla
e-peyce ölebilirsin yani.
huzur evden eve nakliyat
sahi mi ya
herhangi bir tarihte
business class bir bilet
mümkünse, tanrılı lütfen.
-ah be cerencim ne de haklısın-
tüm bu genellemeler arasında
isa’dan sonra bilmem kaçıncıda evet hâlâ tek kanal
tam karşımıza çakılıp geldiğin zaman
arkadaşlarla kendimize biraz orvıl bastık
istersen sen de gel bizle kağan
ama şimdiden söyleyeyim bura fena kalabalık.