levent karataş
göğün reçinesi kalmış ağzımda
aralık ayının on yedisine denk gelen pazar gününü hiç unutmak istemiyorum
gecesi ne güzel uyudum
ne güzel uyandım sabahına
ne güzel banyo yaptım
misler gibi geçtim bilgisayarımın karşısına
kahvemi yudumladım keyifle
ben, meğer, salağın tekiymişim
pazartesi günü öğleden sonrasının da güzel geçeceğine inanmışım
salağın teki
hayatın dertsiz süreceğine inananlardan
bu kadar dert çok bana
anamdan emdiğim burnumdan geldi
aralık on yedisine denk gelen pazar gecesini hiç unutmayacağım
üç kez uyandım
tavanın fotoğrafını çektim
bir daha uyudum
pencereden sızan ışık şekillerinin fotoğrafını çektim
bir daha uyudum
bir daha uyandım
melekler gibi uyandım
meleklerin kanatlarını kopartan doğulular yoktu etrafta
on sekiz aralığına denk gelen pazartesi öğleden sonrasının da güzel geçeceğini ummuşum
safmışım
saflığa mallık diyorlar buralarda
kentte saflık işe yaramıyor
kasabalarda hiç
saflık yalnızca ğöğe ait bir duygu bilinci
göğ dinlentilerine
göğ eğlentilerine ait
gökte bir ağaca yaslanırsın
ağzında çiçek vardır
onun reçinesini emersin
ve baban seslenir
o çağrıya koşarsın
ışıkla selamlarsın:
sağ ol baba
çocukları hep koru
aralık ayının on yedisine denk gelen pazar gecesini hiç unutmayacağım
uzundur bu denli lezzetli bir uyku çekmemiştim
safmışım
göğün reçinesi kalmış ağzımda
güneşin üstündeki göğün
saflığa ezeli mallık diyorlarmış kentte
bir filmde gördüm
eski kentliler de mal diyordu artist kahramana
mal ne mi demek
hiç entrika bilmeyen
kalbiyle düşünen
ben işte, mal
aralık ayının on sekizine denk gelen pazartesiyi hiç unutmayacağım
öğlenden sonrasının da güzel geçeceğine inandığım…
18 Aralık 2023
Acıbadem.