levent karataş
halüsinasyon
şu düş görme işini hangi saatte yaparsam yapayım ölüm kazanıyorum kuşluk vakti komşularımdan vadedilmiş topraklara yolculanıyorım uyanıp şafakta halk uykular çekerken ben ağlama duvarımda maziyi seyrediyorum defol diyorum seni dansa kaldırdığım fotoğrafa küstahlık çağını açamadım telefon kulübelerinde tahammülsüzdün bedavacı garsonlara hâyâl bilgisiyle yenemedin acılarını hâlâ Burgaz Kalpazankaya yolundasın dengim değilsin yok ol! şiiri unuttun mu klimaların sınıfı gereği su uyur bestesini hicâz makamını tabii yaşlandın ak saçlarına yazma bağlayıp ama aşkı bilirsin sevgilim korktukları ışıkları, kapalı perdeleri cadde bucak ev otomobil kaçtıkları sokaklara hükmettiğimize tanık o çok güçlü anıları balık kokan mutfakta hı hı deyip yere baktığın gece tanımı olanaksız iki kişiydik yirmi yedisinde ne bok hicrandı ki cam çerçeve bırakmadım Nişantaşı’nda ben ben olamadım anlaşamadık prensiplerinden edinemedim kanatlar taktım tevekkülle kapattım patron telefonunu uçaktan baktım sınırları göremedim cam bina önünde elveda öpüşünü kabullenemedim fabrika çıkmazlarında köpeklere yakalandım vergi vermedim para saymadım üçüncü kuşak götlerinden olamadım götler ama haklısın demem öyle haklısın solucan sevdim protest hâtıralar döktüm faça defterime devletten pasaportumu alamadım olanları düpedüz anneme anlattım. Levent Karataş / 2021-2022, Acıbadem |