zehra erkoç
herkes grup yorum dinlemeye başladı
oyuna çağırıyorum seni
oyuna gel buradan
kaçış yok kollarımı kenetledim
uzun yollardan düştüler dişlerini bilediler keskin
içini yarıp bol şekerli hamurla dolduruyorlar
güzelim ellerimi sıkı sıkı sabah üç
boş sokakları korkuyla ellerimi sıkı sıkı
unutmam lazım unutmam lazım
hiç unutmadan hep karşımdalardı unutmadan
sesini biraz yükselt sesini biraz alçalt ritim buradan başlıyor
kısılmıyor korkmuyor bu iş böyle biraz garip
ayakkabıların çamura batacak buradan asla dönmem
aslan kaplanım bacaklarım titriyor tırnaklarımı
bırakıyorum avuç içlerine yok artık
hep yok artık kollarımda tutuyorum vücudumu
post traumatic stress disorder ayrıca boşalıyor başım dönüyor
bakıp hep onları görüyorum siz siz siz var ya
anasını bellediniz ortalığın yoldan geçenleri
hep birilerine benzetiyorum yoldan çıkanları asfalt yakmaya
hızlı tekerleklerle hızını alamayıp duvarlara çağırıyorum her birinizi
kutu kutu pense hem eski minder yüzünü göster
ne zaman taşları üst üste koydun midene misketler doldurdun
içimden çınlıyorum çın çın çınlıyorum hep çalıştın
bu yol istikamet bu ve her gün adım adım dönüşü
nerden alıyorum daireler çizmeye bak
oyuna çağırıyor -oyuna geldik
oyuna gelin çabucak