barış yıldırım

kadrajda ölüm bir bahçe

İrlanda, Filistin, Galiçya
ben bu dünyayı sevmedim
benim dünyam başka

ben her gün ölüyorum çünkü
betonarme bir mezarlığın gül bahçesinde

kurudu anlamın kanı
heykelleri devirdik
sırtını döndü coğrafya
trenler kalktı durmadan
katar katar öç taşıdılar

her gün ben ölüyorum zaten
devirirken kum saatini
ölüm bir göçe kadran

çözdük yularını atların
tarihe sürdüğümüz atlar
geceleri konakladık
düğüm attık denizlere Ceneviz
bir gemi koparmış geldi halatını
bütün bedeviler denizci
bütün çöller eksiktir artık

ölüm bize her gün geliyor çünkü
ölüm hep aynı elbise

yosun tutmuş taşları
yemyeşil bir orman bazen
kulağımıza üflenen isim
gökyüzünde çalan çanlar
ölüm demek olmamalı yaşam ya
her gün ölüyorum azar azar
ölüm bir labirent, ölüm bir makine

bir gölün eksilmesi demek bu
karanlık bir kader
herkes yaşar ben ölürüm
çünkü ölümden başka derdim yok evimde