yazan: utku'can yazıcı
Karısına Gezegen Hediye Eden Adamın Hikayesi
“Beni dinleyin, Sayın Maymunlar! Sizi temin ederim ki hiçbir hayvanı taklit etmiyor, öğrendiklerimi tekrarlamıyorum. Sizinle yine sizin dilinizle konuşuyorum. “
Maymunlar Gezegeni, Pierre Boulle
Bölüm 3
uykuyu duvara astım
rüya dönüyor havada
seni duvara astım
kendimi de yanına
rüyalardan kalan hatıra: senden kalan bana
soyut bir cisim sertleşiyor durduğu zihinde
gerçekliğin bozulmuşluğu yanıltıdır insana
çirkin cisim devriliyor kendi sonuna ve içine
maymunların yasıyız ve uykusuyuz onların
sana aldığım gezegeni bir yere koyamadım
düşüncemde açtığım oyuk, derin ve kalın
aldım gezegeni , yerleştirdim ve patlattım
işitmek fiili*: maymunu al, onu bir saate çevir
seni ne zaman düşünsem yalnız kalıyorum
alarmı kur, uykunu böl ve terk et; beni devir
gezegen bir toz parçası ve cismi kaldırıyorum
ben ne zaman aşk şiiri yazsam ayrılık şiiri de yazıyorum.
Bölüm 2
seni duvara astım
kendimi de yanına
rüyaya duvar kattım
uykuyu da ilaca
hatırlamanın kurduğu tuzak ve acının yüzü
uçurum oluyorlar bana ve sırtıma alıyorum
mutlu anılar daha çok canımı yakıyor şimdi
uçurumu bırakıyorum yere ve içine giriyorum
bak sana gezegen aldım diyen sesin yankısı
vücuduma çarparak yayılıyor, çoğalıyor da
özgüven düşmesiyiz insanların, red kırgınlığı
batıyor hala yakıyor da yetişmiyor sesi bana
algının uyanışı başlayacak evrenin sonunda
yutacak hepimizi, düşüncesiz, yok edecek
acının kurduğu tuzak bir avuç tuzdur ancak
hatırlamanın yüzü gelecek, hepimizi delirtecek ve gidecek
allı idi benim yarim, ballı idi gezmesi, geldi gelmez olasıca gelecek
Bölüm 1
rüyaya duvar kattım
uykuyu da ilaca
seni kendime astım
kendimi de salona
insanın beklentisi ve maymundan kopmak
seni seviyorum çünkü bu benim ihtiyacım
kendinden kopuş ya da olmaya davranmak
sen de beni sev diye sana gezegen aldım
– bazen, her zaman değil, bazen, ama hani ne bileyim, bazen, bazı durumlarda ve bazı zamanlar, içimden bir ses, işte hani olur ya insanın içinden bir ses, bazen, diyorum, bunu sana söylemek güç, ama işte bazen ve bazı durumlarda sen beni dinlemiyormuşsun gibi hissediyorum ve bu his, hani küçük bir his içine yerleşir ve gittikçe büyür, ağırlaşır ve artık onu taşıyamayacak hale gelirsin hatta tanıyamayacak hale gelirsin çünkü o küçük his büyür ve başka bir şeye dönüşür ya işte bazen, beni dinlemediğin hissi yerleşiyor içime ve büyüdükçe bu his, sevgisizliğe dönüşüyor ve ben senin beni sevdiğinden emin olamıyorum, seni seviyorum bundan eminim ama buna devam edebileceğimden emin değilim çünkü sevgi sevgiyle büyür ve sevgi sevgisiz kalınca ölür, biliyorum bu basit bir ifade, ama sen büyük şeyleri de sevmezsin, biliyorum ama beni sevmen için çabalıyorum ve bunun için çabalamaya devam edeceğim, nereye kadar gidecek bilmiyorum, seni seviyorum, bu bana yetiyordu aslında, artık yetmiyor çünkü sevgim ölüyor ve ben can çekişiyorum anlıyor musun? beni anlıyor musun? duyuyor musun?
– pardon dalmışım. bir şey anlatıyordun, devam et lütfen.
– hiç’e dönüştüm.
*işitmek fiili
1.kulak yoluyla ses olarak algılamak, ses almak, duymak.
“Esen yelleri işitmek, kuşları işitmek güzeldi” 2.haber almak, öğrenmek. “Bunu dün işitmiştim”
3.(azar, küfür, söz vb. için) biri tarafından kendisine söylenilmek. “Ondan beklemediğim sözler işittim”