erdinç dinçer
kraker sesi gibi ince bir şeyler
bütün dağılıyor parçalar
yakın uzak
ayakkabıda bağ
nesnesini kırıyorum
elimde kraker sesi
gibi ince bir şeyler
kırıldığında anlaşılıyor
sesini bu pozisyonda
ellerini çatlamış soğuktan
seviyorum makul şeyler
düşünüyorum stieglitz
seri fotoğraflarını
çekiyor o’keeffe’nin
ellerini ne başka
sanırım anonim bakışlarım
merkezden uzaklaştıkça
yırtılıyor kâğıt
ana caddenin uzak
arka sokaklarında
sakin insanlar
niçin sakin sormuyorum
anlaşılıyor tezgâhta
ıslanan balıklar
ne kadar koruyabilir
tazeliğini
krepon kâğıda sarılı
uyuyan bir fili
bir gece dürterek
uyandırıyorum
tereddüt parmakların
kadar uzun
birbirine paralel
hayatların üzerinden
geliyorum
bir ses bırakmak istemiştim
dedemin mezarına
bedenimin temsili
yıldızlarla uyum içinde
karalıkta türküsü çığırıyor
metal parçalar
yön veriyor düşünceme
kutusuna koyarak kaldırıyorum
ayakkabılarını
stieglitz ara güverte’de
sesleniyor
o’keeffe’nin elleri
iki bin yirmi iki | ordu