dilara elitaş
kuluçka
O her sefer sonsuza uzanan sofrayı
Delice haplara bölmek istedim
Küçülüp büyüten adlara
Şimdiden nostaljik bir tablo bu
Kıpırdamak yazık eder resimlere
Herkes en kızışmış yanını ele versin şimdi
El ele verirsek öcümüzü çağırabiliriz
Böyle değil miydi
Kelimeler ayak altına düştü
Bastığınız yeri yer diyip geçin
Örtüler altımızdan kayıyor çünkü
Adlandıkça tatlanacak an
Tüm etiketler birbiriyle aşk edecek
Anılar da kurumsal birer iş edinecek
Şekerle tuz arasındaki gerginlik sırıtırken
Bir tek ölüm kelimesi törpülüyor dişlerini
Her gün kendimizi yedikten sonra üç defa
Biraz da kimse ilkel hayvanını bırakmıyor diyeydi
Uzanıp tavandan meyve toplayacakken
Eğilip parke sakinleştirmeye çalışmam
Burada dile gelmeyen varoluş çaprazlamasıyla
Bizi az harfli yaratıklara ısmarlamam
Ne iyi bulmamız burayı
Ne iyi git gide sararan lambalar
Şu cıvık ağızlar birer depreme dönüşmeseydi
Hayaletlendirdiğiniz o çocuğu ilk kapıdan geçirir
İnandırırdım şaşırmak yok varlık var şaşırmak yok
O eski çocuk burada değil
Ben; eski çocuk burada
Beni siz yarattınız
Beni yaratılmak bitirecek