diyar atak, ahmet güntan

metin eloğlu'yu sever miyim sevmez miyim?

Siz sevgili okurları Ahmet Güntan’ın bu yazısıyla başbaşa bırakmadan evvel, bu yazının nasıl ortaya çıktığına dair birkaç not düşmekte fayda olduğunu düşünüyorum.

Bu yazı, 16 Eylül 2022 tarihinde Beyoğlu’nda Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi etkinliğinde Ömer Şişman ve Burak Acar ile bir konuşmamız ile başlangıcını buldu. 21 Temmuz 2022’de Metin Eloğlu’nun mezarını ziyaret ettiğimi söylerek başladığımız konuşmamıza, bir zamanlar Metin Eloğlu’na ilgisi ile bilinen İlker Şaguj ile devam ettik. O zamanlar, Metin Eloğlu’na ilgim görünür bir şekil aldığı için olmalıdır ki, onunla yakınen ilgilenen her isme kulak kesilmeye başlamıştım. Bu yüzdendir, İlker Şaguj hakkında bildiklerimin olması. Metin Eloğlu sözlüğü hazırlaması da öyle zannediyorum, Şaguj hakkında bildiklerim arasında beni en cezbedendi. Kendisiyle iletişime geçip Metin Eloğlu’nu etraflıca konuşarak bu sözlüğü neden hazırladığına dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Beni kurcalayıp duran bir ayrıntı oluştu bu konuşmamızda. Konuşmamızın bir yerinde Şaguj,  Ahmet Güntan’ın Metin Eloğlu şiirini sevmediğini söyledi. Metin Eloğlu şiirini sevmenin birçok yolu bulunur. Sevmemenin ise bir yolu var mıydı? Sonunda bu soruyu zihnimden çıkarıp Ahmet Güntan’a iliştirme kararı aldım ve kendisine konuşmamız gerektiğini söyledim. Evet, Metin Eloğlu’nu konuşmaya ihtiyacımız vardı. Sevgili Güntan, “Soruna cevap vermeye önce ‘Metin Eloğlu’nu sevmediğim doğru değil,’ diye başlayayım, ” diyerek dönüş sağladı. Hayatımın bir köşesinde olup bende heyecan uyandıran bu yazışmanın sonucunda ortaya çıkan metni bir yıl gecikmeli de olsa sevgili Güntan ile aldığımız karar doğrultusunda yayımlamaya karar verdik. Bana böyle bir anı bıraktığı için başta sevgili Ahmet Güntan’a ve emeği geçenlere teşekkürü borç bilirim.

 

Diyar Atak

 


Metin Eloğlu’nu sever miyim, sevmez miyim?

İlker Şaguj’dan benim Metin Eloğlu’nu sevmediğimi duyman üzerine bana yönelttiğin soruya cevap vermeye önce “Metin Eloğlu’nu sevmediğim doğru değil” diye başlayayım. Sevmediğim şair var mı— düşününce aklıma bir tek Necip Fazıl geliyor. Hakikaten sevmiyorum onu, geriye dönüp baktığımda okuduğuma / vakit ayırdığıma pişman olduğum tek şair Necip Fazıl’dır, berbat biri, berbat bir şair. Bir iki şiirini severim, ama Hitchcock’un dediği gibi her kötü filmin iyi bir beş dakikası vardır. Bunun dışında şairlere sevmek – sevmemek perspektifinden bakmam. Okuyunca bana kucak açan şairler var, açmayan şairler var. İlker’e [ Şaguj ] “sevmiyorum” dediysem bu anlamdadır— ki demişimdir, çünkü o sıkı Eloğlu savunucularındandır, bir karşıtlık oluşturmak istemişimdir. 2000’lerde Metin Eloğlu “hakkı yenmiş” şairler kategorisinde anılıyordu. Ben Eloğlu’nun hayatta olduğu, şiir yayınladığı dönemde genç bir şairdim, takipteydim, sonradan geriye dönüp okumadım yani Eloğlu’nu, yayın hayatıyla eşzamanlı okudum. İstediğini istediği yerde yayımlayabilen bir şairdi, öyle hatırlıyorum. Benim dediğim şu: “hakkı yenmiş” olmasından çok şiirinin okur nezdinde önem kazanabilmesini beklemiştir. Her şiir yazıldığı dönemde birden çiçek açacak diye bir şey yok. Turgut Uyar da geç gelmiştir bana sorarsan. Metin Eloğlu’nun Türkçesi de sizi / sizleri beklemiştir. Kendisi bunu görseydi şaşırırdı bence. Yazdığı şiirin yıllar sonra genç şairler arasında bu kadar anlam bulması karşısında “Ben Eloğlu’nu sevmem” demem ben, edebiyat zabiti değilim, bu sevgiyi anlamaya çalışırım. Çalıştım da, beni ilgilendiren bir şair değil— bu değersiz bulduğum anlamına gelmez. Yükselen bu ilgiyi hayattayken İlhan Berk’e de sormuştum, “Nedir Metin Eloğlu senin için” diye. “Belki Türkçe” demişti. İlhan’la aynı fikirdeyim, Türkçesi dışında Eloğlu şiirini şarj eden bir anlam ben yakalayamıyorum. İsmet Özel’in Eloğlu’nu İkinci Yeni şiirinin zirvesi olarak görmesi de sanırım onun Türkçenin geçirdiği maceralar hakkındaki düşüncelerinin devamıdır. Bugünün kaosu, o kaosun yarattığı devamlı pozisyon değiştiren yerel ironik dil, gençlerin bu ironiye bir varoluş olarak sarılması— bunlar Eloğlu Türkçesini birdenbire güncel kılmıştır, fikrim bu. Buna bir şairin başına gelebilecek çok güzel bir şey olarak sevinirim. Ama bir Eloğlu şiiri gördüğümde içimden bir düşünce ışığı geçer mi— hayır.

Ahmet Güntan.