mervan söylemez
seni uzak yaz sonları
mültecilerden bahsedecektim bu şiirde
dikey yükselişlerden uzuv uzuv ziguratlardan
otobanlara çiçekçingeneler ekecek
akşamdan kalma kafaları dinleyecektim
oysa tanrının kul ağına takıldım gözlerim ağrımda
fakirin mezara indiriliş şekli beni ilgilendirir bu ölümde
kulpsuz taslardan su içtiydim
kalpsiz taşlara yattıydım soğuğum bundan
beni kalbine mızrak boynuna muska bil
uzak seferlerden yürüyerek gelmiş
kapıda araba görmüş bil
medineye gidememiş mendiline meramın işlemiş bil
seni uzak yaz sonraları seni tuzak ot kokusu bildim
seni ellerimin allahu art ücrası
kabul ücreti mukabilinde mahirdir kabil
– ağızdan ağza gezdirdiğimiz etler
bu bahiste yer almıyor –
imgeden kaçar attan atlayamadım düşeceğim birazdan
ne olur beni de âdem say nereye yapılıyor başvuru Hayy!
neden elma denilince aklıma gelir-gider tablosu gelir
bilmiyorum inanın fakir aklım nasıl da güzel nasıl
bir zamanlar bir nehrin suyuydum
kışları eve erken dönmek için buz oldum