betül aydın
şiirler
ET ve KAN GİBİ ŞAŞIRTIK YAŞIYORUZ
insanlar süpermarketlerden satın alınan köpeklere benziyor
hayali, soluk bir fişte saklanan son kullanma tarihiyle
önceden tasarlanmış olarak doğan.
ömrü boyunca aynı sıcaklığa sahip olmalılar ki
aynı miktarda ışık pencereden süzülsün, asla doğrudan gelmeyen ışık süzülsün
insanlar süpermarketteki etler gibi pillere sarılı,
oyuncak asker orduları da zarflara sarılı halde yaşıyor.
bu umut verici ama katı koşulları bol
zihnin Bio Frost’u, acının kayıtsız can sıkıntısı,
dünyanın ufku olmayan Baudelarcı
ya da Spleenetik acının temeli.
herkes robot gibi, düşüncesiz,
havadan bahsediyor,
boş boş ve terli bir şekilde alınlarını siliyorlar.
ve aklıma bir kitaptan alıntı geliyor:
“Ancak tiksinti eksikliğin üstesinden geldiğinde geçer, ancak o zaman.” işte… bunun gibi, işte bu, bu işte.
ÇOK AKTİF BİR SOSYAL HAYATIM VAR
“Küçük, beyaz, oval, bölünebilir bir tablettir.
Sabah beş, bazen altı civarında uyanıyorum, ihtiyaç doruğa çıkıyor, bu günün en acı anıdır.”
Michel Houellebecq, Serotonin
saatler boyunca göze çarpan
ve asla dik durmadığımız bu şekilde duvarlara yansıtılan
o metalik sessizliklerden birinden geliyoruz
ve yalnızca yeşil iplikleri ve uzay üçgenlerini
görmek için yaratılmış,
uyuşturulmuş yaratıklar olan karıncaları düşünüyoruz.
hava? zaman yoktur ve varsa da daireler çizerek oynar.
olayların gerçekleşip gerçekleşmediği
veya gerçekleşmeyip gerçekleştiği
hiçbir zaman belli olmayacak.
hayat, sirke ilk gittiğinizde hissettiğiniz
ve bir daha geri dönmediğiniz zamanki gibi şaşkın,
uyuşmuş, tiksinmiş veya uyuşturulmuş bir ıstıraptır.