oğuz erden
üç şiir
PİSLİK ŞİİR
şiirin katran sayfasında(yazı makinesinde uğultular)
Paragraf başında esrik canavar (ejderha dövmesiyle damgalı)
darağacında mahpus imge( parlak yılanla boğulan.)
Torbacı sanatın çiftkağıtlısı( matiz kafa mısra dumanlı.)
extacyle hapLI harfler(bıçaklatır kemiğinden EFKARI)
Leş cümle sanat kozasında (vahşi kelebek Gibi sayfada..)
imgenin çarpıştığı otobanda (Zincirleme cümle savrulur otoyola..)
virajdan savrulan konu(bariyere çarpıp birden şarampoldedir)
şarampol taklasıdır bu şiirin(uçurumdan uğultusu gelir.)
Uçurumda lirizm çığlığı( paragraf başı şiddetle yankılanır.)
burgaca çekilir yankı ( siyah engerekle kırbaçlı.)
Ve depresyon rahminde: (ölü junky şırıngası))
Kürtajla alınan böcekler(sanrıyla kara bataklıktadır)
müptela haşarat pençesinde(böcek kanadı gibi çarpar)
Alkolde kurşuni sağnak(sağnakta ıslanan zakkumlar)
bataklık içinde ejderha(yumurtladığı pislikden kalkar)
sanrıbaşlar beyin hücresinde ha?!. (uğultuyla mısrayı yazar)
öyle ki zerkedilen iğneler( mısranın damarını yırtacak).
fosforojen beden lağımda akar. (yırtıcı hayvanlar kafesde ulur)
larvayla donanmış çukurdur bu..( çukurdan yayılır leş kokusu)
tüm bunlar pisliktir belki de.(belki de şizofren şairin gördüğü sanrı)
AZRA DEATH
meşale birikmiş ırmakta; sarışın elvedasın azra..
hıdırellez ateşiyle harlı: narına gizlediğim yara…
Siyah beyaz rüyada, defneye rengini çağırırım..
Yokluğunun bıraktığı rüzgârın , ıslığı vurur karanlığıma…
göğün sarhoşluğu içinde; İzin ver uzaklığına dokunmama..
Uzakta alaborayım dalganda ,ahım yüzünün kıyısında…
kirli mevsimde susarak; çırılçıplak koynunda ah avazım…
çingene çadırı ıssız, esrarlı çalgıdan harmanım….
Hüzün konmuş sularında, gözyaşından imal yağmur…
kelebek akıyor omzuna, sazlığın aklında ırmaksın.
Teninin çorak toprağına; gömülü çiçekler çürüyor
idam ufkunda sevda , asılı saçından yapılma urgana…
bahtımda açtığın boşlukta: payımıza yıkıntı kalıyor…
acı güfte kazıyorum, hatırandan oluşan sayfama ..
iklimin gelinliği dağılıyor..çiçekle kefenli gülüşün azra….
ecelse toprağa çekiyor sesini,çekiliyor sazlığa ömür….
meşale döken ezgide, azra çelenkle yasını tutuyorum
çelenkle örülü melankolim;bulutlar köpürüyor yasına..
anılar deştikçe beynimi, göğsümde mevsimin kanaması….
coğrafyanın içine doğru; tercümesiz duayı ağlıyorum
rengine boyalı akşamda : hıdırellez doğuyor duvağına.
Yaralı yüreğin çıkarttığı sancıyla,yenilgi kıyısında ağrıyorsun..
Savruluyor gelinliğin anıya,göklere gövden uçuyor
Hışırtılı sazlıkta dallar:rüzgarın ıslığını çalıyor
pus içinde sessizliğin; boşluğuma yankı artık .
.ah ölme Azra,ölme Azra ölme Azraa İsa aşkına Azraaaaaa! Dilsiz uçurum sadece aramızda…
FRED Dowell – Mississippi Blues
Fred’in “keşfedildikten” sonra uluslararası menajeri Dick Waterman ve ben yakın arkadaş. Oxford MS’de hastanedeyken odamdaki üç misafirden biriydi – kendisi, karısı Cynda ve Clarksdale’deki Bluesberry Cafe’den Art Crivaro – Noel için. O ve Bonnie, Mississippi .
Bana göre bu muhtemelen herhangi bir blues’un tek gerçek mücevheri. Hiçbir şeye sahip olmadığınızı hissettiğinizde (ve sadece sahip olmaktan bahsetmiyorum), buna geri dönebilirsiniz, saf öz, gerçekten önemli olan her şeyin beşiği olsun vardı
Fred müziğin aldığı kadar ham. Kemiğe kadar saf kötü. Holly Springs bölgesindeki genç bir RL Burnside’ı onunla ev partileri oynamak ve balık kızartması yapmak? Sanırım 40’lı yıllardaydı. Youtube’da Hill Country Bluesman’ın sonuncusu hakkında
Bu kadar acı ve dayanıklılık, cehennemden geçip geri dönmek ve yine de hala hayatta olmak, alnınıza oyulmuş kocaman bir “siktir et” ile hissettiriyor. “You See Me Laughing” adlı bir belgesel var… Junior Kimbrough, RL, Odel Ford, Cedell Davis ve diğerleri. Fred’in RL ile takım kurduğunu orada öğrendim. Şimdiye kadar gördüğüm en iyi belgesellerden biri. Tüylerimi diken diken
Blues Trail Marker’ı 2010’da Como’ya adadı. Kalabalığın içindeydim ve adanmışlıktan sonraya kadar bunu bilmedikleri için üzgün . Blues yaşıyor, hepiniz. Fred üçümüzün aracılığıyla yaşıyor.
dipnot:youtubedeki fred dowell hakkındaki yorumlardan kırpılarak düzenledim