zeynep yıldırım

üzüntü bulutları

Yaşamak; boğazda bir yumru
Keskin bir öfke gezdiriyoruz burada orada
Yaşıyoruz; utanç duyduğumuz günleri
Nefes almak hiç bu kadar…

Her gün kanayan insanlarız
Her gün tazeleniyor acı
Durup ağladığımız günlerde
Bir rüya gördüm; hikmetli rüyaymış dediler
Yorumu; görkemli olduğu kadar özgür
Özgür olduğu kadar esrarlıydı.

Sonra yarı yolda kaldığım günü anımsadım
Mecbur bir kendini bırakış, meğer sıkı sıkı sarılmak içinmiş kendime
Peşimi bırakmayın üzüntü bulutları özlerim bak
Dünya iyice çekilmez olmaya başladı çünkü
Vedalar tatsız, ayaklarımız kalbimizin götürdüğü yere değil
Kan akıtılan meydanlara gidiyor, her yer nasıl da kan gölü
Yaşamak; hep eklenerek daha kötüsü daha kötüsüne
İyi günler dedikleri nerede? Bu bir düzmece.

Sokak direğimizin ışıkları yanmıyor,
O her gece 00.00’da bağırarak tevhidi söyleyen meczup da yok artık
Yaşamak; vazgeçmeden paradan, egodan, kadın ve erkekten
Ve bizi ayıran hırstan, hep daha fazlasını kazanmak için çıkılan yolların sonu kan
Midemiz her gün doluyor, gözlerimiz uykuya

Esas olan onlar için gündemi değiştirmek
Ortak düşmanlarımıza dair duruşumuzu hesaba katmıyorlar
Bir düşe adanmış bulduk kendimizi

Şimdi bize ötesi gerek daha ötesi zulme susmaktan ötesi
Dehşet bir ötesi gerek
Çünkü nefes almak hiç bu kadar…