zeynep tuğçe karadağ
bana saydamlık bağışla
Renkler esirgendi benden ve bağışlanmadım
Doğdum, işte bağışlanmamak.
Yeryüzündeki ilk eylemimiz ağlamak madem
Son eylemimiz ne olacak?
Bu soruyla hızlandırdığım hareket
Zamanı bitirmeye ayarladı, dikkati sonraya
Uzlaşmadım, yadırgadım ama ağlamadım, muğlak
Ağlama derslerinde birinciydim, çatalımda seda:
Ben bir yosunu ağzımdan doğurdum
Ben bin yosunu bölerek yeşil
Ferahlamadım, arınmadım, dinmedim üstelik
En güzel taslağımdı bulantım.
Yüzüm denize sığmadığında sezdim, nedir evren?
Balıkların gözünden bakmak istediğim küre,
Yaratılışı dinlediğim solungaçları sökmüş
Dağılmış su, bana saydamlık kalmamış
Evrime ters gitmiş yönüm karadan denize ters.
Geri dönmüş sorularım, usulen çizilmiş
Evren bizi sansürlemiş söz durağan
Evler bizi kesmiş sözcükler sürek.
Bölünürsem yoluna girer mi başkalaşım?
-İşaretsiz bir bölümdüm bağışlanmadım.