m. kağan WILL şahinoğlu

Bu Dersle Beraber Kapandı Sinemalar, Ne Yazık

gözlerinde koyucana kan biriktirmiş yaşamımızın özü

ve eli silah tutmayı becerebilen her şeyi kendi ismiyle çağırmış

zere gücüne gidermiş insanın alttürlerinin böyle şeyler,

ha bu zaman, ha bu zaman derken konuşmayı da öğretmesin mi insana bak o alacalı bulacalı büyüler, yalnız nerede ne dediğini kavramak pek de becerilebilen bir iş değilmiş çünkü dinlemekten önce konuşmayı öğrenmişler, yazmağa daha hiç gelmezden evvel. Böyle böyle hatalar yapmayı da öğrenivermiş ya insanevladı, yahu sen de abartmayı hiç mi hiç öğrenememişsin be Râşit!

 

gecesi gündüzü kalmamış, okumuş da okumuş bazısı

kan bürümüş gözünü, “Ben öğrencem!” diye bir bağırma bağırmış

ki duymayanı kalmamış,

                         şimdi baktın mı bi’ sor, bi’ sor bi’ boka yaramış mı bari?

 

Grekçeyi öğrendikten sonra en çok da

                                                ne dediğini unutabilmek, en sevdiği bir

                                                                                              özellik olup çıkmış

yalan ustalarınca dirsek çürütülen bir meziyet olarak bugün, karşımıza

çünkü alt tarafı iki gülüşmüşler etraftan, dimi?

 

Yahu uzun uzun anlatma şunu

özüne in, hani kan bürümüştü ya gözünü

hani şu överekten bitiremediğin, biz harıl harıl çalışırken bir ağacın dibine çöküp

de sözünü ettiğin meretin, insan mıydı adı,

hiç mi aldanmamış o, büyüsüne bu alacalı bulacalı renklerin? Ne demek soru sorulmazmış bir Baudelaire beyine, esas birkaç dizeden satır yapıp da sopalamak lazım ya onu… tembelliği beğenisine de işlemiş mi peki, hani öğrenebilmiş mi yoksa dinlemeyi de – konuşmaktan sonraları? Çünkü onuruna dokunursa üzülür -müş insan denen şey, alimallah!

sen demiştin bunu  da