ozan r. kartal

değil aslında

ben bu filmi izlerken üç yerde horlamıştım
duydun mu hiç?
ilki tam alnına dayadığındaydı
bastı tetiğine tüpün
delik açıldı yol kenarındaki adamın alnında
sen tek ayağını çıkardın balkondan dışarı
çiğdem tanelerini korkuttun
eminim ki ağladığın bir gündü, her gündü

ikincisi tam nehrin çıkışında
üzerine boz renkli bir köpek koşarken
horozuna üflediği silahı ateşlediğindeydi
önce şaşırdım nefes alışına itin
sonra peyderpey yitişine tabii
sen çengelköy’de kendini arabaların önüne mi
denize mi atacağına karar verememiştin
sokak sokak aramıştım seni, açmamıştın
aramıştım çiçeklerini, açmıştı çiçeklerin

üçüncüsünü hatırlamıyorum
dalmıştım ve boğulmuştum uykuya
altyazılardan bir fal tutmuştum saçmaydı
kurabiyelerden çıksaydı keşke istikbalim
çiklete sarılı olsaydı alnımın italik yazısı
sen ilaç bırakmamıştın evde
midene abdest aldırmışlardı
aklımızı kaybetmiştik ne güzel zamanlardı
valideniz bir camiye girmişti caferağa’da
çiçeğini bana emanet bırakmıştı
bulmaca çözüyorduk genzimde çay duraklamıştı
balıklara yem olmuştu tükürüklerim
balıklar unutmuştu

böyle izlenmez dedim ve kapattım nihayet
elinden tutup götürdüm seni dedenin ölümüne
bir doblonun bagajında ağladığımız gündü
her gündü
karalahanasarmasına iddiaya girmiştik
karafatmalara basmamak için
sokağındaki sarnıçta saklanmıştım
sobeleyememişti kimse

baktım gözler açıkken
çekilmeyecek gibi bu yaşamak
ne yapayım ben de öleyim dedim işte seninle
ahahahahahahahaha