mustafa torun

elimin tuttukları

güneşin yüzüme açacağı tuttu
gün bir ağır şeklinde dürüldü ellerime
neler tuttu bu elim
sürüleceğiz gençler gavur illerine

tuttum sesimi yakaladım uygunsuz vaziyette
bir küfür bir söv bir tükürük
değiştirmeye cesaret edilemeyecek kadar
çok anlatılan gösterişli bir hikaye tuttum
hükümetin taa ekime kadar
topladığı tanrı vergisini tuttum
göstere göstere devletin münasip yerine soktum
ziraat şubesine

neler tuttu bu elim sürüleceğiz gençler bu kesin
taş tuttu elim şeytan taşları
biriktiriyormuş bunu göremedim
ya bu devleti güdeceğiz
ya bunun yine güneşte açacağı tuttu
bunun derken neyi gösterdiğimi görmüyoruz

toparlanın gençler gidiyoruz
bir direniş olarak gidiyoruz
bir sürek olarak kaçış olarak
bir kuşaltı olarak toplanın
türkün türkten başka gavuru yok

bu benim elim
nerde görsem tanırım