ozan r. kartal
elli yüroya alınabilecek şeyler
denizler göğe çarpmadan yürüyorlar gördün mü?
gece hırsız asıl, sırtımda hep ağaçların kökleri
dehlizlerde sıçanlar, suda kir, gökte martı
sormayın ulan artık allahı kim yarattı
yürüyorsa ayaklarınız balıklamak üzere
elleriniz tek seferde buluyorsa dalgayı
köşelerden dönüyorsanız sormayın işte
bulut yok ve karşıdan görünüyor şehrin ışığı
hele gökte, hele gökte köyler vardı her gece
böyle bir geceyle başladı mayokinilerde isyan
iskeleden atladığımız koca bir devülasyondan
geriye iki sade soda bir meyveli yoğurt kaldı
çok para
masada köz biber, köz patlıcan, sarımsak, papara
çadırlarda havanın sıcaklığına varsak da
veya seksen saniye nefes tutup derinlere dalsak
bu yaşımıza bu başımıza yakışmayan dövizleri
ister istemez alkışlıyoruz rastgele egenin bir kıyısında
yuropa’da yalnızız elimizde araba
üstümüzden geçiyorlar sehven taş bir köprüyüz
bir fincan espresso için ne kadar da yozmuşuz
kafamızı yormuşuz altı üstü elli yüro için
halbuki bizim memleket, ah şu göğsü kılsız olan
yollarında diklik, denizinde göklük olan
bereketinde panik, allahında teklik olan
denizlerde kalmışız, çıkılmıyor yokuşları
en genç bizdik,
yağmurları yağmadan yakalayacak kadar gençtik
sevişmek için allah’ın görmediği yerler arayan
ve ardından avucunu yalayan gençler bizdik
sahiden bizdik, hakikaten gençtik, en gençtik
bir ay çalışsak kuş vuracak kıvama
bir masa silsek avucumuza bakacak yola gelirdik koşa koşa
oysa yuropa’da, epi topu bir margaritaya denktik
epi topu bir berlinerin üzerindeki bembeyaz toza
coğrafya kadardır başımıza düşen taş
ne kadar da yaş alınır elli yüroyla bir düşünsene
gözler doldu mu taşar, taştı mı gelir toplar gâvur devlet
bu topraklar öyle mi? yaşın başın umurlarında mı düşünsene
bizim paranın ellisiyle iki paket sigara, iki cips, bir kola
üstüne bir şey alayım desen ne var allah’ın rahmetinden başka
ya da bir imamın çatılarımızı ısıtan lanetinden ziyade
düşünsene?
sağda gökçetepe, solda sagrada familia
sağda barış gelininin cesedi, solda insan haklarıyla
sağda bir kamp ateşi, solda bütün yollar han pasada
bir gecenin kaç saati satın alınır elli yüroyla
soldaki refaha yorulan çenemizin züğürt bağı
ve çadırda uyuyan dostlarımızın sıcak nefesleri
kalk diyorum sana çıkalım beraber duble yollara
pasaportunun ve teninin rengini asla umursamadan,
tüfeklerle beklerler sınır kapısında
son bir rüya:
elli yüroya kaç uçak bileti gelir diye merakla sordum
biz elli liralık mazotla kalırken ege yollarında