emrullah şekerci

imgelemle sabuklama

aralarında arızalanan sayıklamaların borcunda
Hitchcockvari aldanmalar yoklar kadar gülümser bir piç
yankıları eşliğinde sabukladığım düşlerden
görülür cesetleriyle ellerinde tabut ve intihar

yok olmuşluğa pantolon giymek ya da bir gömlek kadar
çok benzemek birbirine ve nedense pembe cüceler
yabancılaştığı bir gerçeği dimağında yineler
elimdeki sevinçle boğduğum çiçeği
sana adadığımdan

düşleri darmadağın hatırladığında insan
bir yüreğin içinde yeni bir trajedi başlar ve kötüdür
çünkü şehvetin libidoya emzirildiği bir gerçekten
yeniden doğulur, yırtık çamaşırlardan -putlarla
kan ve acı, sperm ve ölüm, ve tüm bunların hayali
bir zamanlar daha çınladığım tebessümlerce
gökyüzüne armağan

hiç anne gözlerinden hiç sevilmiyorum gibi ha ha
dişleri lacivert bir tarakla tarandığında sararır gülüşler
deliliğin izleri ne kadar pürüzsüz ve ne kadar şefkat
süt nasıl koklanıra birinin daha korkuları yayıldığında
yaşanabilir dramların içinde en kötüsüyle algılanır insan
Japonya sokak. no: bindokuzyüzyetmişdörtten
Shuji Terayama