ilker şaguj

kiralık

Çeken şey itiyor, çeken şey bunalımı da çekerken
kıvrık gagasından leşler sarkıtan baykuşun
kan oturmuş gözlerini belerttiği ve pençelerini
sarkıtların mıhlandığı sırtlara sırtlara indirdiği
karanlıkları başına bela etmiş karanlıkların üşüştüğü mağaradan.

Hiçbir yere dönmüyorum, gitmedim hiçbir yere. Ben yolsuz,
ben arazi, aleyküm selâm görürsem. Arak bir kıtanın keşşafı
sırra kadem basmak, kadem yani ayak. Önce sağ ayak.
Platonik aşkların aranan adamı, olmaz arzuların
işlenmiş yaraların arasında içi burgulu,
içinden açılanların en huzursuzu. Açılınca ağzımdan çıkar
bu ne güzel aynı kasvetli akşam bir sünger gibi üstünde sürüdüğüm,
ne biçim kalbim şu bıçak batmaz meyve. Aklım ne kadar zorba,
kalbimi yıllardır zincirlemişcesine sanki bodruma
hislerim güçlüyse de davranışlarım tetikte mi bu yüzden temkinli?

Kendime kapanıp durduğum odada, içime giriyorum
analdan. Darlantı masa atmış sineme, mekân full
sana içimde gittiğim yerlerden mesela burası yattığım yer
düşüncelerle kamufle bir gelen olursa diye. Burası,
burası bişey yok, su içmeyi ihmal ettiğim için iltihaplanan böbrek eskiden.

Usanırsın korkmaktan, doğru düzgün biri olayım derken
kadınlara yanaşmamaktan, sevgililik yoksa sevişememekten çünkü
sevişebilmek için laf lafı açmak mecburiyetinden, öyle biri olmadığın gibi davranmaktan
ya da bir ilgi jeneratörü olman beklenmekten. Asla bulamayacağın o yoldaşı, o oynaşı
aramaktan. Arzularına kayyum atanmaktan. Her coşkuda o birine
değil klozete varmaktan.

Testosteron başımda duman, en ıstıraplı heyecan,
kıyak olurdu seni bir doğal afet vursa, kıran girse köküne
tümüyle boşalsan veya kanalizasyona her attırdığımda.

Tufandan, yok, yediğin mantardan sonrası
seni kendine getiren bir kendi bulmak, can çekişirken
seni kendini ne kadar göz ardı ettiğinle yüzleştiğin kendi.
Bilmiyor, yanındakilere iyi miyim soruyorsun kendi.
Arada hayata dönen, düşüncelerde bata çıka gülme krizleri kendi.
O anlayışı çok gördüğün, boş dükkânların kimlik kartı
kiralık yazısı gibi de duran sendin.
Zihnin tıklım tıklım yüklüğü, kafanda Anılar Nakliyat.

Kolonyada bocalarken alev alan betondaki karınca,
çeyrek altın kutusunda havasız, arığa bırakılan karasinek bazen kendi.