burak akbalık
komünistler neden yeşil parka giyer*
çok basit, çünkü kamufle olmayı arzu ederler şehrin içinde
ay doğmaz onlar için, pusulaları yoktur kızıl bir yıldız sayesinde bulurlar yollarını
parka hapseder birçok şeyi, her giysi gibi dikilebilir
sonra hapsolur, darağacına asılır
bulutlar dağılır
apoletteki yıldızlardır onların en sevmediği
öyle coşkulu yaşarlar ki hep gencolurlar, gencölürler
hayat zayıf bir kalp gibidir sadece bir müddet taşır onları
sonra kriz geçirerek iflas eder
parka çok ceplidir, çok yüzlü ve çok işlevli
tüm günün hatta gecenin yükü taşınır
yünlü olması yeğdir soğuktan korur
ankara’da yahut beyazıt’ta
esen rüzgarı keser
taksim’de düşen bedenlere kalkan olunur
kullanıldıkça solar yeşil, haki olur
dağ ipeğidir artık o kumaşın adı
o dikişler hiçbir terzinin harcı değil babamın bile
paket paket tütün girer ceplere
çok amaçlıdır parka bazan giysidir bazan battaniye
yatakta yatmaz hiçbiri, yer döşeğinde
mezarda yatar çoğu
eskiyen türkiye’yi yenilemeye çalışırlar hatta avrupa’yı
çoğunluğu hayalperesttir
şiirlere konu olmadan duramazlar
[*] betül dünder’in ‘’komünistler neden tatil yapmaz yahut 974’de nerdeydi amcam?’’ şiirine ithafen