levent karataş

mavi tüp

“Neptün beni niye karanlıkla cezalandırıyor?”
Diyordum,
Beni neden hep üzüyor, iğneliyor
Hatırladım.
Ona biricik aşkımı anlatmıştım,
Sadece tek bir günü, gecesini,
Piknik tüpümüzün olmadığı günü.

Bakkalın telefonundan Ferit’i aradım,
Dedim ki “İki kişiyim, iki kişiyiz, yemek pişireceğim, bir tüpüm yok”.
Dedi ki “Nerde oturuyorsun artık?”
Dedim “Beşiktaş’tayız. Serencebey’de”
Dedi “Beşiktaş’a Üsküdar’dan geçeceğim,
Beşiktaş motor iskelesine”.

İkimiz el ele tutuşup yokuşlardan bıraktık kendimizi,
Serencebey bakkalı gülümsüyordu,
Gurur duyuyordu aşkımızla,
Yokuşun dibinde uzun uzun öpüştük.

Yürüyüp Çırağan’ın kalan kısmından
Beşiktaş motor iskelesine gittik.
O vakitler cep telefonu yok,
Sadece hayatın kendisi var;
Bizi bozan siber bir kuşatma yok,
Bizi uzayla kandıracak Alon Musk yok.

Ferit geldi,
Öptü bizi sıkıca
Sarıldık.

Ferit,
“Solculara kurban olun siz” dedi bir gün,
İki kişi safça solcuları gömüyorduk Kadıköy’de,
Sokak ortasında, teorik kitaplara yaslanıp.

Şimdi daha iyi anlıyorum
Çöpü kimin taşıdığını.
Çöpü Feritlerin üstüne döktüler,
Onlar da saçmalama haklarını kullandılar;
Kimileri öldü, kimileri intihar etti,
Kalanlarsa hâlâ devrime inanıyor.

Onu hayal kırıklığına uğrattığım için mutsuzum,
O zamanı ve kendime ihaneti unutmadım.

Ferit sarıldı bize,
Dostluğu anlattı.
Bir mavi piknik tüple gelmekle
Devrimciliğin ne demek olduğunu;
Ondan başka güvenebileceğim kimse de yoktu.
Biz o mavi piknik tüpü aldık,
Ferit’e el salladık;
Eskiden el sallanırdı,
Allahaısmarlanırdı.

Yokuş boyu çıkarken
Mavi tüpün bir ucundan o,
Diğerinden ben tutmuşum;
Sanki bütün binalar eğilip bize bakıyor,
Apartmanlar bükülüyordu bize,
Dünya bizi seyrediyordu;
Fark etmiştim.

Eve gittik,
Balık pişirdik,
Seviştik uyandık,
Seviştik uyandık,
Ben uyandırdım,
O uyandırdı,
Seviştik.
Seküler bir aşktı bizimkisi,
O zamanlar İstanbul kentti, sekülerdi,
Sevişmek için belediyeden onay gerekmiyordu.

Mavi piknik tüp ve hikâyesini
Neptün’e anlattığım için üzgünüm!
Ne o günü, ne evde balık yediğimiz geceyi,
Ne de başka bir hatıraya dair
Hiç faça vermeyecektim güya kimseye.
Kendime verdiğim bir yemindi işte
Bugün kavradım,
Üzgünüm!
Onun beni derinden neden incittiğini,
Çuvaldızını Neptün’ün
Sebebi Mavi tüp.

 

6 Ağustos 2024, Acıbadem