eren erginli

poetik ontoloji

I

bu yaz geceleri adamın illetini ayartır
döke saça gençlikler çalkalar
ağaç gövdelerinden kalabalıklar ateşler
çehreyi çevre kılar gözün odağını bozar
yordam bilmez kuşku tüner
alacaklı yemlenesi tıkırtı

-karaltı mı yoksa bir yüz mü bu yönsüz uzanan
varmak ulaşmaksa var olmak ulaşmışlık
bir nihai görüntü ve omuzda ağırlığı var-

orman yangını

sakıncayı içeren eylem ise
olmayan her daim güvende
ceset varın astarı, yokun astarı yok
yok yani cık, hiç
yaşanmamış yüzey gerilimi
sere serpeliğin yitik ilmi

II

bir güverte bir liman kenti burası şehir artığı
-ve denize düşenler gerçekten de türk edebiyatına yön vermiştir-
belki de tam bu noktada asıl dümeni kırmalı
belki de intihar başka cinayetlere güvence
insan hiç olmaya her zaman için meyledegelmiştir

hassas noktaya kasten vurgu
güzel kadın yüzünden duruş bozukluğu
yeterli bozukluk tedarik olunamadığından nesli tükenen mahalle bıçkını
her üç kağıdın iç kini her aldatışın pişkini illete vekil çocuk
elin altında ihtimal cesetleri
hakaret değil bu inanın belki hareket ve muhtemelen yürek içeren
boşluğa ihtimaller giydiren yüzeyler geren
eylem vara hemzemin güvenlikte kan kaybı biraz dramaturji
topografi, ceset tarlası, ideoloji

III

etin kapsadığı bir çiğnem bulut, içi tuzlu su
kapsamak kabahatiyle ondan ibaret kaldığı
bu fanusta bir akrep kendini sokardı
oysa ne fanus onda ne iğne, yalnız kendine katılım
üzerinde dümenler kırdıran tuzlu su
kafatasından içeri tuzlu su, tuzun içinde su
insandan insana yüzünden temas, bu
yüzden tuzlu su
etin ardında, zehrin içinde, dümenin altında
yudumu yoka hatır tuzlu su
gözünü batır tuzlu su
yazdan ve her mevsimden kalan şaşmaz tortu