s. barış seyyar

sitalopram hidrobromür

mutlu bir çocuktum oysaki
hüzün gelmezden evvel
terapötik endikasyonlardan haberim yoktu o vakitler

haberim yoktu dünyanın ölünebilen bir yer olduğundan
tıbba güvenim de sonsuzdu
dünyanın yuvarlak olduğunu bilmezdim
dört ciltlik meydan larousse o kadar

kupon biriktirmedim ben hiç
yıldızlı gecelerde milenyum kıyametini beklerdim kaygısızca
geri sayımlarda ve nüfus sayımlarında ise evde olurdum
ancak at arabaları geçti miydi dayanamazdım arkasına takılırdım

erik ağaçları ve kiraz ağaçlarının dallarında renklere boyanırdım
yeşil ve kırmızı
tatlı ve sulu şerbetlerle
son hatırladığımsa hiç aşık olmadığım

ve
sonra hüzün geldi
ama ne hüzün
nietzsche olsa çıldırırdı
bazı vakitler mutluyum da aslında
ancak bir doz sitalopram hidrobromür verir misin bana