Archive

işaret karışıklığı – ekimcan artuk

varlığının işaretini arıyor -evet, büyük harflisi- nadirattandır parlı bir taş miti kitaplar arasında sözün işlenmediği alanlarda danışıp görüştüğü kim varsa elden ele aerobik dövüşünü paketliyor aksi gibi ekranda ne varsa bir filmde sıkışan rüya sonunu kimseye açmadığı -laf arasında seksenlerde yaşamak cazip- birisi bir yerde söylerse büyük bir aydınlanma psikolojisi tedavül bedelle karıştırılmış çok ağır çıktılar, ozalit katı uzatmanın plastiği çocuk oyuncağı telifi para etmiyor değil beş dakika ...

ontolojiye ve gösteri dünyasına bir katkı – ekimcan artuk

postulatı çıkmış üzerinden çıkarım kan ter maalesef gözyaşı duygu dolu deri labirentten izinsiz çıkılmaz savaşımı bu işle uğraşanlar emekliymiş dolayısıyla direnç varsa akla gelen temize yazılacak önce tersi sonra yüzü mümkün dünyalar arasında... kabare kapıları sonuna kadar açık şen şakrak son hareketlerinden bir tanesi de taş çıkartmak kendisine güncelleme: "hayatından kendisini silmek" <<alkış>> ve hayatta başarılar

farklı düşünüyorlar – ekimcan artuk

farklı düşünüyorlar bir yere kadar her şey normal dinledikçe hikâye açılıyor not etmek gerekirse unutkanlığa gelmiyor farklı düşünüyorlar bir yere kadar eskisi gibi ne getirdiğinden çok niçin daha önce sorulmamış gibi soruluyor farklı düşünüyorlar bedeninden felsefeye varan cinlikler çarpmıyor onlar da insan aklınca bir işler çevirmesi kimseleri yormuyor farklı düşünüyorlar kokulu bir suyla pürüzsüz haklar tanıyorlar markalı gözlükleriyle herkes taktığı için bu bir sorun teşkil ...

laf alışverişi

sözüne gelmek diyecek bir şey kalmaması bir yandan ne güzel, nereden alındığı önemli kilosunu kaç liradan pazarlanan hep ilk hâlinden dökülenleriyle mevsim anlatısı kurutulmuş kağıt telefon defterinin arasında -eskisi gibi kullanılıyorsa- acilen tanıdıkları çok şaşırtmaz baygınlık gözlerle başlar ilk tercih tıp spor sanatlarıyla akşam üstü dinlenmeden bitiş çizgisi ciğerlere doğru fekat kısa kesmek biraz adap biraz ödip (yıllarca hız alıp hız ...