fatih bozdemir
yaşım henüz anahtarı değil anlamın
Yanlış anlaman için elimden geleni yaptım
Kerpiç evleri karşımıza aldım, gül suyunu katladım
Parmak izlerim aşındı sayılır ama yine de şiir beni içine almadı
İçimi çıkardım, inandım suyun ellerine
Fidanlıkları çok dolaştım domuzlar çok indi dağlarımızdan
Anneleriyle göz göze geldim pullanan gök bilir
Neler çektik kim bilir çoğu şeyi bir telaşla atladık
Ayı görür gibi olduk çoğu zaman bir yanı saklı
Bir ağacın kanadığını sır gibi sakladım
Bir taş olacak herhangi bir tahta parçası
Kız kardeşime diyemiyorum al bunu şimdilik kazı rüyalarınla
Şimdilik kusurlarımda sekiyor bir iki üç
Şimdilik duvarlarımız pıhtılaşıyor ona adıyoruz
Şimdilik döküyoruz yağmuru gözlerin buna şahit
Çukurlarımıza tutulan far onları kör ediyor
Ne dedik, uzun bir çanı vuruyor ağzımız
Dolanıyor dilimize kan içinde azığımız
Kan içinde zihnim kan içinde vicdan
Çağlar eklemlerinden kırılarak soğuyor 300 yıldır.
Benim tarihim, biliyorum mevsim geçişlerini
Sarı yaprakları
Hazırlığıyla başlayan çetin bir kışı
Kireç tutan tüm yıldızları
Ve dizlerinden tanıdığın bütün müminler gibi beni yalnızlığımdan, tanıdın
Bütün niyetim beni anlamandı oysa
Ne anlaman gerektiği buğu
Bütün yaşam anlam çabasıydı
N’için anlam çabasıydı?
Kızıma diyecektim, evet, ben babanım
Hayatta kalmak için bile olsa
Ben senin babanım ve bir gün sana
Ölümümü yaşatacağım
Yalnız muamma bir geleceğin
Kesinliğini coşkuyla karşılamanın utancıyla
Ama yaşamak istenciyle
Ama buruk yanınla
Ama zıt şeylerin taşıyıcısı olduğunu bilerek insanın
Kıskanacaksın öyle herhangi bir şeyi
Mesela çakıl taşlarını bu kadar net olduğu için
Bir gülün gül kadar net
Bir dağın dağ kadar.
Bir gün uzak bulduğun eksikliğini aktaracaksın
Serpilen bir boya, uzamasına şahit olduğun saça
Ya da olmayacak hiçbiri
Kız kardeşim biraz da bunu rüyalarında taşısın