günde iki litre su içmek gerekiyor, en az
yarın insana karışmak, yeni tiril bir göz almak
sonra gözün eskimesi ve atın çayırlara çıkarılması
beze su veren içimden mutfak bezini aldılar
hoşgeldini giydim ve sıkıldım
bir kapsülün içinden böyle sürekli güneşlere baktım
susadım ve bu iyi bir şeydir
zaten günde iki litre su içmem gerekiyor, en az

torpidoyu açıyorum yapraklar dökülüyor kucağıma
renk renk yapraklar, bazısı koyun renginde
bir koyun içiyor sonra erkenden uyuyorum
bir eli soyuyorum, geriye doğru, en geride
en geride asfalt var ve koyunlar tıkır tıkır işliyor
seni son kez koyun çalmayan o korkuluk asfalttır
asfalt yavaşça çıkıyor yoldan, çıkıp çayırlarda işini görüyor
bir sınır polisi son jetonu yutuyor

seni son kez bir ağrıya sarılırken gördüler
sana bir komplo kuruldu, başın bir gürcü
gibi ağrırken ve bir gürcü
sınırdan kedi gözleri kaçırırken
kedi gözleri çakıllar olabilemezken

yeni insanın kafasını iki yandan kavrıyorum
yanaklarına dokunuyorum, derisi bir insan gibi okunuyor
o uzakta kayan toprakla arkadaş çıkıyor
garip. bir sakalın çocukluğu gibi büyüyorum şimdi
kaçıyorum, şeyleri geçerken bağlantım yok
ve köprü gibi sızlıyorum yağmurda

ve gecenin uykusu hafiftir, onu uyandıran benim
romatizmalı bir tüfeği burkan
sonra karanlığı ve bir meşrubat otomatını bulan benim
sense ilaç gibi uzaktasın
yürürken çıkardığın sesler
bir çift ilaç gibi uzakta

süt dökülür ve aydınlatır geceyi
yön verir bardaklara
metal veririz ışığa. kayar kayar üzerimizden
ağır botlarımızla ezeriz çayırları
ikimiz de üşüyüp dünyadan çıktığımızda