emre doğan

yeterince yoğunluk

Mevsimler değişebilir.
Sapmalar yaşanabilir.
Acının ve zevkin parabolü
Yeterince yoğunlukta aynı noktada.
Öpüşürken titreyenle
Hiç titremeyen arasında
Bunlar ters eşleşmeyle en başta pay edilir

Tavanı yüzüne yaklaştıran şarkılar
Barışamadığı şeyler
Sevmediği elleri
İsteklice ölmüş iftarı ölüm bir ölüden alıyor adını
Yaşamaya ipotek koyan Eğitim-Sen’li babası
Yaşamak, baba ve tavan
Barışamadığı şeyler olduğuyla barışamadığı

Kıtır kıtır ısırmış devlet kışlarımızı
Bana bir yazıdan 3 soruşturma açmış
Delirmişim yoksa elleri çirkin
Titremesin diye komser odasında üst bacağımın altına aldığım elim
Acımış halime biraz Tablasından ikram sigaraya uzanırken
Camdan bakmış, Bekleyen kim çardakta demiş
Avukat olunca yine yazarmışım
Hakim-savcı bile yaparmış bu devlet beni aslında

Kurosawa Allah olsaydı da
Çekseydi beynimdeki ceylanı beyninde gösterime sokan
Bizim de bir Rashomonumuzu.
Şimsek çakıyor –kızdı
Yağmur yağıyor –üzüntüden ağladı
Bu akıl yürütmeler: Akıllıca
Bu bardağa biri daha dokunmalı gibi
İnanılmaz yaratıcı totemler

Isırmışım ısırıldıkça Isırıldıkça ısırmışım.
Onlara benzemişim, kurt olmuşum
Türkiye olmuşum beni benden çok sevenlerin
kanını emen, benden başka bir şey düşünme fırsatı vermeyen
Dişimi uzatmış Dişimi bilemiş Değmeden kemiğe doymayan devlet dişi
Yansıtmış, aktarmış, devreyi seri bağlamışım.
Bir üzüntü trafosunun
Saçma sapan koçbaşı tahayyüleri

Şimdi orada Türkiye yok
Akrepler kapı kırmaz. (Çıplak da uyuyabilirsin geceleri)
Teller sarkar, ipotek kalkar –Barcelona güneşli
Bir kuzu gözlerinde otlar gibiydi, kanın akarken [28-4 arası]

28-4 arasıydı
Mevsim geçişlerinde sapmalar